Haber

Tremor şiddeti nasıl hesaplanır? 6 ile 7 arasındaki fark tüylerimi diken diken etti

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen ve toplam 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, Türkiye tarihinin en yıkıcı depremleri oldu.

Ülkeyi derinden sarsan deprem 10 ili (5’i büyükşehir olmak üzere) etkisi altına aldı. Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlırurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay)derinden etkilenmiş.

Bugün deprem bölgesine giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son tespitlere göre 6 bin 444 binanın yıkıldığını açıkladı.

Uzmanlar, düşey doğrultu atımlı bir fay hattı üzerinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli sarsıntıların, yüzeye çok erken olur ve hatanın türü nedeniyle epeyce haşinbunu vurguluyor.7 büyüklüğündeki bir depremin sismografik aktivitesinin 6 büyüklüğündeki bir depremden 10 kat daha ağır olduğu söyleniyor.

Bu kadar yıkıcı ve art arda gelen sarsıntılar nasıl ölçülür? Kandilli Rasathanesi ve Sarsıntı Araştırma Enstitüsü’nün sarsıntıların oluşumu ve ölçümü ile ilgili tanımı şu şekildedir:

1. BÜYÜKLÜK NE DEMEK?

“Deprem, yer kabuğunun belirli bir derinlikte kırılarak son esneme etkisi olarak tanımlanabilir. Depremin büyüklüğü, kırılan yüzeyin büyüklüğünü ve ortaya çıkan güç seviyesini gösteren bir ölçüdür. Örneğin, bir sarsıntı M=2.0 olması yerin derinliklerinde futbol sahası büyüklüğünde kırılmaya neden olabilir.Büyüklüğü bir birim artarsa ​​yani 3.0 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişse bir alanın kırıldığı anlaşılır. yaklaşık 10 futbol sahası büyüklüğünde hasar meydana geldi.
Gerçekte depremin büyüklüğü sadece kırılan yüzeyin alanıyla orantılı değildir. Boyutu etkileyen diğer iki faktör vardır: vuruş ve sertlik (sertlik). Atim, kırık yüzeyin her iki tarafındaki kayaların birbirine göre ne kadar yer değiştirdiğini gösterir. Berklik, kırılan kayaların sertliğine bağlı olan bir parametredir. Ancak depremlerin olduğu derinliklerde Berklik maliyeti hemen hemen her zaman birebirdir ve sabit kabul edilebilir. Atış maliyetinin genellikle her zaman kırılan yüzeyin boyutuyla orantılı olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle, sadece yırtılan bölgenin alanını varsaymak, boyutunu bilmek için yeterlidir.

BOYUT NEDİR?

Depremi oluşturan kırılma genellikle yer kabuğunun derinliklerindedir ancak büyük depremlerde yer yüzeyine ulaşarak fay kırıkları dediğimiz yüzey kırıkları oluşturur. Bir sarsıntı olduğunda, derindeki kırığı doğrudan görmek mümkün olmadığı için dolaylı olarak onun alanını varsaymak zorunda kalıyoruz. Yani deprem kırığının kendisini görmesek de oluşturduğu etkileri inceleyerek büyüklüğü hakkında fikir sahibi olabiliriz.

Örnek olarak birisi havuza bir taş atıyor ama taşın boyutunu bilmiyoruz. Havuza düşen taşın çıkardığı sesi dinleyerek ya da havuzdaki dalgalanmaların boyutuna bakarak taşın küçük mü büyük mü olduğunu tartışabiliriz. Sarsıntının büyüklüğünü tahmin etmek bu sürecin bir örneğidir. Sarsıntı aynı zamanda yerkabuğunda bir havuzdaki su şeklinde dalgalanmalar yaratır.

Yerkabuğundaki dalgalanmaları ölçmek için sismometre adı verilen cihazlar kullanılır. Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, büyüklük hesaplanırken sarsıntının merkezinin doğru olarak belirlenmesi esastır. Havuza atılan taş örneğine dönecek olursak, kaynak noktasından uzaklaştıkça su üzerinde oluşan dalgaların genliği giderek azalır. Bu nedenle, dalgalanmaların genliğini yorumlarken, bunların ne kadar uzakta olduğunu bilmek önemlidir. Dikkate alınması gereken değerli bir nokta, yerkabuğunun hiçbir zaman havuz suyu, katmanlar, kıvrımlar gibi basit bir yapıya sahip olmamasıdır. Çok karmaşık bir dokuya sahiptir. Bu nedenle depremlerin neden olduğu yerkabuğu dalgalanmaları yayılma yönüne göre çok farklı değişimlere uğrayabilmektedir. Bu olası etkiler göz önüne alındığında, tek bir sismometrenin birden fazla kez sonuçları büyüklüğünü belirlemek için yeterli değildir. Depremi farklı yönlerden ve farklı mesafelerden izleyebilen birçok sismometre ölçümünün ortalaması alınarak daha güvenilir bir sonuç elde edilir.

NEDEN BİRDEN FAZLA SHKE BOYUTLU TARİF VAR?

Yukarıda bahsedildiği gibi dolaylı olarak yapıldığı için sarsıntının büyüklüğünü belirlemek kolay değildir. Ayrıca, sarsıntı büyüklüğünü belirlerken ölçeğin tamamı için tek bir prosedür kullanmak ne yazık ki mümkün değildir. Makul büyüklükteki ve belli bir mesafedeki depremler için belirli bir formül geçerliyken, daha büyük veya daha uzak depremler için farklı yöntemler kullanılmalıdır.

Örnek olarak bir depremin büyüklüğünü belirlemeyi bir kişinin yaşını belirlemeye benzetebiliriz. Yirmi yaşından küçüklerin yaşını tahmin etmek için o kişinin boyuna bakmak yeterlidir. Ancak yirmi yaşın üzerinde olanlarda boy çok değişmeyeceği için saçın beyazlaması veya ciltteki kırışıklıklar gibi farklı bir özelliğe bakarak bir iddiada bulunmamız gerekiyor. yaş. Örneğin sarsıntının büyüklüğünü belirlerken bulunduğumuz mesafeye ve sarsıntının büyüklüğüne göre farklı formüller uygulamamız gerekir. Aslında bu farklı formüller depreme uygulanırsa farklı değerler elde etme olasılığı vardır. Ama en inandırıcı olan, o boyuta ve mesafeye en uygun tekniğin sonucu.

BOYUTU ÖLÇMEK İÇİN KAÇ YÖNTEM VAR?

Zamana Bağlı Boyut (Md)

Daha büyük bir depremin sismometrede daha uzun süre salınımlara neden olacağı varsayılmaktadır. Sarsıntının sismometrede ne kadar uzun süreli titreşim oluşturduğu ölçülür ve sarsıntının merkezine olan mesafe ile ölçeklenir. Bu formül küçük (M<5.0) ve yakın (Mesafe<300 km) depremler için kullanılır.

Yerel (Yerel) Boyut (Ml)

Bu formül, 1935’te Richter tarafından sarsıntıları ölçmek için önerilen ilk formüldü. Havuza atılan bir taş örneğine geri dönecek olursak bu yöntem, taşın suya çarptığında oluşturduğu ses dalgalarının suya yerleştirilmiş bir mikrofonla dinlenmesine benzetilebilir. Ses kaydındaki en yüksek genliğin maliyeti, taşın boyutu hakkında bilgi vererek mesafeye göre ölçeklenecektir. Depremin büyüklüğünü tahmin ederken, bire bir faktör uygulanır. Bu sistem ayrıca nispeten küçük (6.0 büyüklüğünden daha az) ve yakın (700 km’den daha az) depremler için de kullanılır. Doğru değerleri bulmak için sismometrelerin çok iyi kalibre edilmesi şarttır.

Yüzey Dalga Büyüklüğü (Ms)

Bu yol, ilk iki prosedürün yetersiz kaldığı büyük titremeleri (M>6.0) ölçmek için geliştirilmiştir. Havuz örneğine dönersek, su yüzeyinde oluşan ve merkezden halkalar şeklinde yayılan dalgaların en yüksek genliğinin ölçülmesi esasına dayanır. Bu tür dalgalar, dünyadaki kaynaktan çok uzağa yayılabilir. Diğer prosedürlerin aksine, uzun mesafe ölçümleri için bu sistemin güvenilirliği daha da artırılmıştır.

Vücut Dalga Boyutu (Mb)

Bu yöntem, yüzeyden yayılan dalgalar yerine derinliklerde yayılan dalgaların kullanılması dışında Yüzey Dalgası yöntemine benzer. Havuz örneğine geri dönersek taşın suya çarpmasıyla oluşan ses dalgaları (akustik dalga) suyun içinde çok uzaklara yayılabilir. Bu ses dalgaları bir mikrofonla dinlenebilir ve ulaştıkları en yüksek genlik taşın boyutu hakkında bilgi verir. Durum beyin sarsıntısı için benzerdir. Ancak yer kabuğunda sadece ses dalgası değil, kayma dalgası adı verilen başka bir dalga türü de üretilir. Bu iki tür dalganın tümüne Cisim Dalgaları denir. Bir mikrofondan farklı olarak, sismometreler her iki dalga türünü de (Vücut Dalgaları) kaydedebilir.

Moment Büyüklüğü (Mw)

Bu boyut türü, diğerlerine kıyasla en güvenli olanıdır. Bilim dünyasında, bir deprem için moment büyüklüğü hesaplanabiliyorsa, diğer büyüklük türlerinin gerekli olmadığı düşünülmektedir. Bunların herhangi birini belirlemekten çok daha karmaşıktır. Temel olarak, deprem oluşumunun matematiksel bir modelini oluşturmaya karşılık gelir. Bir araştırmacının yapabileceği bilimsel bir çalışma süreci ile hesaplanabilir ve dolayısıyla hesaplamaların belli bir zaman alması kaçınılmazdır. Otomatik olarak uygulanması zordur, sadece dünyada birkaç gözlemevinde belli bir büyüklüğün üzerindeki depremler için rutin olarak hesaplanmaktadır. Uygulamada, Moment Büyüklüğü yalnızca görünen bir büyüklüğün üzerindeki titreşimler için hesaplanabilir (M>4.0).”

KAYNAK: HABER7

bahsili-ajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu